Cumhuriyetin İlk Yıllarında Halk Evleri

CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA HALKEVLERİ 
CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA HALKEVLERİ
 HALKEVLERİNİN KURULUŞU VE ÇALIŞMALARI

19 Şubat 1932’de resmen açılan halkevleri, Atatürk’ün direktifleriyle kurulmuş ve kısa zamanda Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış çok önemli bir kültür kurumudur.
Halkevleri çalışmaları Cumhuriyet Halk Fırkasının parti programındaki ilkeler doğrultusunda yürütülmüştür. Bu kurumlar 1932-1951 yılları arasında Türkiye’nin toplumsal ve kültürel tarihinde önemli roller oynamıştır.

Başta Atatürk olmak üzere, dönemin önde gelen devlet adamları zaman zaman halkevleri çalışmalarına bizzat katılmak suretiyle bu kurumları desteklemişler, böylece geniş halk kütlelerinin halkevlerinde yapılan faaliyetlere katılımını sağlamışlardır.
Halkevleri her şeyden önce, halka yeni Türkiye’nin hedeflediği çağdaş medeniyet seviyesine ulaşma amacına uygun bir eğitim vermeyi hedefleyen yaygın eğitim kurumlarıdır.

Dolayısıyla bu kurumların kuruluşu, teşkilât yapısı ve çalışmalarına geçmeden evvel, Türkiye’de halk eğitimi (terbiye-i avam) düşüncesinin tarihi seyrine kısaca değinmekte yarar vardır.
Cumhuriyetin ilânını takip eden yıllarda halk eğitimiyle ağırlıklı olarak Türk Ocakları ve Millet Mektepleri uğraşmıştır.

Kitap ve dergi yayıncığı, kütüphaneleri, dil ve edebiyata dair çalışmaları, köycülük faaliyetleri, kır gezileri ve sportif etkinlikleriyle Türk Ocakları halk eğitimi alanında önemli bir yere sahiptir.
1 Ocak 1929’da açılan Millet Mektepleri ise halka yeni harflerle okuma yazma öğretmek amacıyla kurulmuş, yeni harfler yaygınlaşıp okuma yazma bilenlerin sayısı belli bir sayıya ulaşınca kapanmıştır.

Gerek Türk Ocakları gerekse Millet Mektepleri esasen halkevleri ve benzer kurumlara Türk toplumunun yabancı olmadığını göstermektedir.

HALKEVLERİNİN AÇILMA SEBEPLERİ

Siyasal Sebepler :
Cumhuriyetin ilânından halkevlerinin kurulduğu tarihe kadar geçen yaklaşık 10 yıllık sürede yeni Türkiye’nin bütünlüğünü tehlikeye atan veya Cumhuriyet rejimini kökten değiştirmeyi amaçlayan birtakım siyasî hareketler meydana gelmişti.
Doğu vilâyetlerinde başlayan Şeyh Sait İsyanı (Başlaması:13 Şubat 1925–kesin olarak bastırılışı: 31 Mayıs 1925), Menemen’de Derviş Mehmet ve bir kısım arkadaşının başlattığı gerici hareket ve Kubilay adlı yedek subay öğretmenin şehit edilmesi (23 Aralık 1930) gibi tehlikeli teşebbüsler, yeni rejimi tehdit eden ve devleti dinî esaslara dayandırmayı amaçlayan başlıca siyasî hareketlerdi.

Cumhuriyet Halk Fırkasının bir kültür kolu olmakla beraber zaman zaman siyasî çalışmalar da yürüten Türk Ocakları, bazı açılardan CHF ile ters düşüyordu.
Bir kısım Türk Ocağı şubeleri ve üyelerinin SCF’ye geçmesi, bazı şubelerde ise doğrudan Halk Fırkası aleyhine çalışmalar yapılması CHF yöneticilerinde Türk Ocakları aleyhinde bir düşüncenin gelişmesine sebep olmuştur.

Kültürel Sebepler :
Cumhuriyetin ilânından sonra kültürel alanda bir dizi inkılap yapıldı. Ancak kısaca değindiğimiz siyasî gelişmeler, yapılan inkılapların halk tarafından tam olarak benimsenmediğini göstermektedir.
Bu bakımdan inkılâbın halka mal edilmesi, derinleştirilmesi ve halkın eğitilmesi için herkesin rahatlıkla çalışmalarına katılabileceği yaygın bir teşkilâta ihtiyaç vardı.

1929’da halka yeni harflerle okuma-yazma öğretmek amacıyla bir yaygın eğitim kurumu olarak Millet Mektepleri açılmıştı. Fakat, bu kurumlardan pedagojik alanda istenilen verim alınamamış olmalı ki Millet Mekteplerinden daha geniş ve daha kompleks bir kurum olan halkevleri kurulmuştur.
 Türkiye Cumhuriyeti ilk çağlardan beri birçok medeniyetin geliştiği bir coğrafya üzerindeydi. Anadolu’da eski medeniyetlerden kalma çok sayıda tarihî değere sahip eser vardı. Bunların korunması, meydana çıkarılması ve gelecek nesillere aktarılması için sistemli çalışan bir teşkilâtın gerekliliği hissedilmekteydi.

Kısaca değindiğimiz siyasal ve kültürel sebepler, genel olarak iki noktada birleşmektedir: Ekonomide liberalizmi benimseyen SCF’nin 1930’lu yılların Türkiye’sinde yaşama alanı bulamaması ve benzer düşünce yapısına sahip insanların toplandığı Türk Ocaklarının kapatılması aslında, devletçilik ilkesinin tam manasıyla Türkiye’ye yerleştirilmek istenmesine bağlanabilir.

Böylece serbestçilik yerine devletçiliği, ferdiyetçilik yerine halkçılığı ikâme edecek ve daha güçlü bir şekilde savunacak bir kurum olarak halkevleri kurulmuştur.
Nitekim katı bir şekilde uygulanan devletçilik kurallarının 1945’ten itibaren gevşetilmesi ve kısmen serbest bir ortamın yaratılmasıyla birlikte, halkevlerinin faaliyetleri yavaşlamış, Türk Ocakları da yeniden açılmıştır.

HALKEVLERİNİN AÇILIŞI VE GELİŞMESİ

Belirtilen sebeplerden dolayı, halkın tamamını içine alacak ve halkı devletin belirlediği yeni esaslar doğrultusunda eğitecek yaygın bir teşkilât kurma düşüncesi 1930’lu yılların sonunda ortaya çıkmaya ve şekillenmeye başlamıştır.

Halkevleri açma düşüncesinin gelişmesinde Türk Ocakları önemli bir yere sahiptir. 1930-1932 yılları arasında Ocaklarda gerçekleştirilen konferans, film gösterimi gibi çalışmalar, bir bakıma, halkevlerini açma düşüncesinin zeminini hazırlamıştır.

Ulus devlet olarak kurulan Türkiye'de, yeni bir toplum inşa etmek için 19 Şubat 1932'de, ilk olarak 14 merkezde (Afyon, Ankara, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli,Diyarbakır, Eminönü, Eskişehir, İzmir, Konya, Malatya, Samsun) Halkevi kurulmuştur.

Kuruluş Amacı Nedir.?
Türk halkının çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasını ve yapılan inkılapların yerleşmesini sağlamaktır. Cumhuriyet Halk Partisi programında da yer alan ifadeler bunu doğrulamaktadır.
"Klasik okul yetiştirmesi dışında, yığına, devamlı ve Türkiye'nin ilerleyiş yollarına uygun bir halk eğitimi vermeği önemli görürüz. Bu hizmet için çalışan Halkevlerini devlet, imkân elverdiği kadar koruyacaktır."

Halkevleri, etkin olarak varlık gösterdiği 1932-1953 yılları arasında önemli çalışmalar yapmıştır. Pek çok yayın ve eser ortaya koymuş, pek çok insanın topluma kazandırılmasını sağlamıştır.
 Halkın külfetsizce toplandığı, eğlendiği, çeşitli etkinlikler içinde yer aldığı ya da izlediği halkevi ve halk odalarının en önemli özelliklerinden birisi; yaygın “halk okulu” hizmeti görmeleridir.

Bu temelde halkevleri; dil-edebiyat, güzel sanatlar, tiyatro, spor, sosyal yardım, halk dershaneleri ve kurslar, kütüphane ve yayın, köycülük, tarih ve müze olmak üzere çeşitli kollara ayrılmıştır.
Atatürk'ün öncülüğünde alt yapısı hazırlanarak 19 Şubat 1932'de açılan halkevleri, Adnan Menderes tarafından 1951 yılında kapatılmışlardır.
1961 yılında Türk Kültür Ocakları olarak yeniden açıldı. Daha sonra Halkevleri Derneği adıyla bugünkü dernek statüsüne kavuşturuldu.
Sonraki
« Prev Post
Önceki
Next Post »
Yorumlarınız İçin Teşekkür Ederiz.

lys,ygs,fizik,matematik,türkçe,kimya,tarih,coğrafya,kpss,pdf,slayt,dersnotlari,notdefterimde,