SERVET-i FÜNUN (EDEBiYATI CEDiDE ) EDEBiYATINDA ŞiiR

SERVET-i FÜNUN (EDEBiYATI CEDiDE ) EDEBiYATINDA ŞiiR 

SERVET-i FÜNUN (EDEBiYATI CEDiDE ) EDEBiYATINDA ŞiiR

Servet-i fünun hareketinin Türk edebiyatını kesin olarak modernleştirirken büyük bir hızla sonuç aldığı ilk tür şiiridir.

Hareketin başında bulunan Tevfik Fikret in bizzat şiirle uğraşması ve bu harekette bulunanların şair olmasının da bu sonuçta rolü vardır.

Servet-i fünun şiirini; Tevfik Fikret , Cenap Şahabettin, Süleyman Nazif,Ali Ekrem Bolayır , Hüseyin Siret,Süleyman Nesip ,Celal Sahir gibi sanatçılar temsil eder.

Servet-i fünun Şiirin de kafiye göz için değil,kulak içindir.İlkesi benimsenir;kafiye ahenk unsuru olarak ele alınır.

Şaiirler mısra bağımsızlığı anlayışına ve ifadenin bir beyitte bitmesi geleneğine karşı koyup,bütün güzelliğine önem verirler şiir de anjambmanlar (şiirde cümledeki anlamın bir dizede bitmeyip sonraki dizelere geçmesi,koyması,sarkması) kullanılarak,şiir nesre yaklaştırılmaya çalışırlar.

Şiirde cümleleri istedikleri kısalık ve uzunlukta kulanırlar .

Cümleyi mısra ortalarında tamamlayarak,beş altı mısra kadar uzattıkları olur.

Şiirin konusunu genişletirler,ferdi duygu ve hayallerin yanı sıra,aşk,tabiat başlıca temalar arasındadır.

Hayal-hakikat çatışması şiirde dikkat çekici boyutlardadır. Ferdiyet’ci sanat anlayışı şiirde egemendir.

Aşırı duygusallık ve yeni hayal dünyası kurma eğilimi,onları ferdiyet’ci kılmışdır. Bu yüzden aşk ve tabiat konusuna ağırlık verir.

Romantizm’den sembolizm’e kadar açılan şairler,yeni bir duyuş, hayali kuruş,yeni bir zevk ve estetik getirmişlerdir.

Beğedikleri bir çok hayalleri şiire sokarlar.

Parnasizm ve sembolizm’in etkisiyle şiire resim ve musiki girer.

Ses ve ahenk şiire egemen olur. Şiire özgü bir vakobüler (kelime kadrosu)yaratılır.

Şiirde kuvvetli bir musiki dili görülür.

Şiire dış musiki (şekil ve şekil kusursuzluğu) ve iç musiki (doyurucu ve anlam yönü kuvvetli şiir) egemendir.

Tevfik Fikret dili ve tekniğiyle dış musiki yi,Cenap Şahabettin ise inanç,buluş,parlak hayal ve mecazlarıyla iç musikiyi sağlarlar.

Şiirde Arapça,farsça kelime ve tamlamalar vardır. Servet-i fünun şiiri II.meşrutiyetin ilanıyla (1908)sosyal bir rol alır.Bu yüzden de nazım şekli bakımından zenginlik kazanır.


SERVET-i FÜNUN ŞiiRiNiN BiÇiM ÖZELLiKLERi


Şiirde Batılı anlamda degişim Tanzimat Dönemiyle başlamıştır.Tanzimat sanatçılarının Türk şiirinin modernleştirme adına ortaya koydugu fakat tam anlamıyla uygulayamadıgı özellikler servet-i fünun döneminde kesin olarak gerçekleştirilmiştir.

1-BİÇİM:
Tanzimat döneminde Şiir dış görünüşü(biçim) bakımından tam anlamıyla yenileşmemiş, eski şekiller genel olarak kullanılmıştır.Servet-i fünun sanatçılarının şiire biçim bakımından getirdikleri yenilikler Şunlardır:

Divan şiirinde nazım birimi beyittir.Anlam beyitte tamamlanmış ve diger beyitlere taşırılmamıştır.

Yeni parça güzelligine önem verilmiştir.Bu anlayış Servet-i fünun şiirinde tam anlamıyla kaldırılmıştır.

Servet-i fünun şiirinde,divan şiirinin söz dilimi bırakılarak cümleler mısra ve beyit düzeninin dışına taşınmıştır.(anjambman)

Anlam dize ve beyitlerde tamamlanmadıgı zaman, onu tamamlayacak sözcükler diger dizelere hatta bentlere taşınmıştır.

Servet-i fünun şiirinde böylece parçanın (dize,beyit) yerine bütün (şiirin tamamı) güzelliği esas alınmıştır.

2-DİL VE USLUP:
Servet-i fünun döneminde en önemli degişikliklerden biri de dil alanında gerçekleşmiştir.

Tanzimat Dönemi şairleri eserlerine sade bir dil kullanmayı amaç edinmiştir.Ve bu yolda önemli adımlara atmışlardır.

Tanzimat dönemi şairleri edebiyatı,halkı eğitmek için bir araç olarak görmüş ve eserlerinde toplumsal konuları işlemişlerdir.

Servet-i fünun şairleri ise ağır ve süslü bir dil kullanmışlar ve halkı egitmek gibi bir amaç taşımamıştırlar.

Servet-i fünun şairlerinin toplumdan kopuk sanat anlayışına sahip olmaları sadece bu nedene bağlanmaz.

Kişilik özellikleri,düzenli bir egitim almaları,yabancı dil bilmeleri,Batı edebiyatının Örneklerini orjinallerinden okuyarak bu eserlerden etkilenmeleri gibi özellikler onların sanat anlayışlarının oluşmasındaki diger etgenlerdir.

Servet-i fünun şiirinin dil ve uslup özellikleri şunlardır;

1-Tanzimatla birlikte aşamalı bir sadeleşmeye giden dil, servet-i fünun döneminde tekrar agırlaşmıştır.Bu dönem şairleri özel bir şiir dili yaratma çabası içine girmişler ve dogal dilden uzaklaşmışlardır.

2-Dili sadeleştirmek gibi amaçları bulunmadıgından uzun sesli ve ahenkli söyleyişi, müzik degeri olan sözcükleri,Farsça tamlamaları,hatta o zamana kadar kullanılmamış kelimeleri sözcüklerden bulmuş ve kullanmışlardır.Söze ritim kazandırmak için kafiye,aliterasyon,asonans gibi ahenk unsurlarını kullanmışlardır.

3-Arapça ve farsça kurallarına göre türemiş fakat bu dillerde bile bulunmayan bazı sözcükleri,dil kurallarını zorlayarak uydurmuşlar ve kullanmışlardır.

4-Aşırı duyarlılık,heycana ve acı ifade eden ünlemlere çok yer vermişlerdir.

5-Fransızcanın cümle kuruluşundan etkilenen şairler ; dizeleri yardımcı ve ara cümlelerle uzayan devrik cümle yapısı oluşturmuşlardır.

6-Toplumsal konulara deginmeyen şairler söz sanatlarına çok önem vermişlerdir.

7-Servet-i fünun şiiri resim sanatından önemli ölçüde etkilenmişdir.Bu dönemde "resim altına şiir yazma" anlayışına baglı olarak sanatçılar manzara resimlerine bakarak şiir yazmışlardır ve şiirde tasvirlere önem vermişlerdir.

3-VEZİN(ÖLÇÜ):

Vezne büyük önem veren Servet-i fünun sanatçıları,ahenge katkısından dolayı aruz ölçüsünü kullanmışlardır.

Daha sonraki zamanlarda Milli Edebiyat Dönemi Sanatçılarına karşı Hece ile şiir yazılamayacagı düşüncesini savunmuşlardır.

Servet-i fünun sanatçıları, aruzu divan şiirini kalıplaşmış biçimlerinin dışında kendi ruh durumlarını yansıtacak şekilde kullanmış ve divan şiirinin kurala aruz anlayışını yıkmışlardır.

Bu dönem sanatçıları,Türkçe sözcükleri bozmadan aruza uydurmaya çalışmışlar ve şiirin konusuna uygun vezinler bulmuşlardır.

Serbest müstezadı denemişler,aruzu türkçeleştirerek yeni kalıplar oluşturmuşlar şiirde tek kalıp kullanma gelenegini yıkmışlar bir şiir içinde degişik uzunlukta dizeler kullanarak yeni bir şiir anlayışı oluşturmaktadır.

4-KAFİYE(UYAK):

Şiirde sese, müzikaliteye önem veren Servet-i fünun sanatçıları "kafiye kulak içindir." Görüşünü benimsemişlerdir.
Yabancı sözcüklerin Türkçe söylenişini esas alınmış ve buna göre kafiye yapılmıştır.

5-TEMA VE KONU:

Genelde toplumsal konuları işleyen Tanzimat Dönemi sanatçılarından sonra Servet-i fünun şairlerin ilgilerini çeken herşeyi şiire taşıyarak şiirin temasını genişletmişlerdir.

Aşk,tabiat,aile hayatı, başlıca temaları oluşturmuştur.
Tanzimat Şiirinde raigbet görmüş olan metafizik ve sosyal temalara Servet-i fünun şiirinde önem verilmiştir.

Bu dönemin önemli temalarından biride "hayal-gerçek çatışması" dır. Bu dönem sanatçıları; baskıcı koşullardan dolayı gerçeklerden uzaklaşmışlar.Hayal dünyalarına ve tabiata sıgınmışlardır.

Üzüntü,sıkıntı,acı çekmek onlar için ilham kaynagı olmuştur.

6-NAZIM ŞEKLİ:

Servet-i fünun şairleri Divan nazımının şekillerini kullansalarda topluluk oluşturduktan sonra bu şekilleri terk etmişlerdir.
Servet-i fünun şiirinde kullanılan nazım şekilleri üç kısma ayrılabilir.

A)Divan şiirinden getirdikleri;
SERBEST MÜSTEZAT:

Müstezat"artırılmış,eklenmiş" anlamına gelir.
Müstezatlar gazelden türetilmiş şekillerdir.

Müstezat gazelin her dizesine,o gazelde uygulanan vezne uymak şartıyla kısa dize eklenerek oluşturulan nazım şeklidir.
Serbest Müstezatta aynı anda birden çok aruz kalıbı bulunabilir.

B)Batı edebiyatından aldıkları şekiller;Sone,Terzarima,Triyole
SONE:

Önceleri İtalyan edebiyatında kullanılmış,daha sonra fransız edebiyatına geçmiştir.

Bütün Avrupa Edebiyatlarında raslanır.
Türk Edebiyatında ilk defa Servet-i fünun sanatçıları kullanmışdır.Bu biçim daha çok lirik konularda elverişlidir.

Sone 2 dörtlük ve 2 üçlükten oluşan 14 dizelik bir nazım şeklidir.
Her türlü konu işlenebilir.Devrik cümleler kullanılır.

Batı Edebiyatındaki sonelerde aşk konusu işlenirken bizde her türlü konu işlenebilir.

TERZARİMA:

Örüşük uyakda denir.

ilk kez servet-i fünun edebiyatında denenmiş yaygınlaşmadan bırakılmıştır.
3 dizeli bentlerden oluşur.

En sonda tek bir dize bulunur.
Uyak düzeni "aba,bcb,cdc,ded....e" şeklindedir.
İtalyan Edebiyatı Dente-ilahi Komedyası bu nazım şekliyle yazılmıştır.

TRİYOLE:

İngiliz Edebiyatına ait olup 3 parçalı ve 10 dizeli bir nazım şeklidir.
Uyak düzeni "ab-cca-dddb" şeklindedir.

C)Şairlerin Kendi Geliştirdikleri Şekiller:

Servet-i fünun döneminin en önemli şairleri Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettindir.

Aruz vezni kullanmışlar,Divan şiirin'deki "müstezat" nazım şeklini "serbest müstezat"olarak degiştirmişler.

Batı şiirinden yeni nazım biçimleri almışlar ve kendi geliştirdikleri nazım biçimleriyle serbest şiirin yolunu açmışlardır.

ÖZELLİKLERİ

Dize'yi nazım birimi olarak kabul etmişlerdir.Bir nazım şekli,farklı sayılarda dizelere sahip birimlerde oluşabilmiştir.

"Bütün güzelliği" esas alındıgından tüm birimler arasında anlam birliginin ve konu bütünlügünün bulunmasına özen gösterilmiştir.

Divan şiirinden farklı olarak şiirin sonunda mahlas kullanılmamıştır.
"Sanat için sanat" anlayışına baglı kalınmıştır.

SERVET-i FÜNUN ŞiiRiNiN ÖZELLiKLERi


Türk Edebiyatını kesin olarak modernleştiren Servet-i fünun büyük bir hızla sonuç alınan ilk edebi tür şiirdir.

Şiirin konusu sınırsızlaştırılmıştır.

Kafiyede ses benzeyişlerine fazla özen göstermedikleri için söyleyişte kolaylık sağlanmamıştır.

Servet-i fünun şiiri ancak sınırlı bir toplulugun anlayacagı bir tür olmuştur.
Şiirde yeni bir hayal ve kuram dünyası meydana getirilmiştir.

Nazım nesre yaklaştırılmıştır.

Mısra bagımsızlıgına ve ifadenin beyitle bitmesi anlayışına karşı çıkmışlardır.

Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamışlardır.

Fransız şiirinden;sone,terzarima ve serbest müstezat gibi yeni nazım şekilleri almışlardır.

Parnasizm ve sembolizmin etkisiyle şiire resim ve musiki girmiştir.

Parnasizm:

Fransa'da ortaya çıkmıştır.

Parnasyenler,romantizmin dışladıgı Yunan-Latin kültürüne dönmüşlerdir.
Parnasizm ; realizm ve naturalizmin şiire yansıtılmış biçimidir.

Parnasyenler şiirde ayrıntılı nesnel gözlem ve betimlemelere yer vermişler, duygusallıgı
reddetmişlerdir.

Dış güzellige, biçimsel mükemmellige çok önem verirlir.
Sanat görüşleri "sanat için sanat" anlayışıdır.

Bu akımdan Tevfik Fikret ve Yahya Kemal Beyatlı etkilenmiştir.

Sembolizm(simgecilik):

XIX.yy sonlarında Fransa'da ortaya çıkmıştır.

Parnasizme tepki olarak doğmuştur.

Kant'ın felsefesine dayanır.

"sanat için sanat" anlayışı benimsenmiştir.
Melankoliktir.

Sembolizm(simgecilik):
XIX.yy sonlarında Fransa'da ortaya çıkmıştır.
Parnasizme tepki olarak doğmuştur.
Kant'ın felsefesine dayanır.

"sanat için sanat" anlayışı benimsenmiştir.
Melankoliktir.
Sonraki
« Prev Post
Önceki
Next Post »
Yorumlarınız İçin Teşekkür Ederiz.

lys,ygs,fizik,matematik,türkçe,kimya,tarih,coğrafya,kpss,pdf,slayt,dersnotlari,notdefterimde,